Adet, menstrüasyon veya regl olarak bilinen, kadınlarda ve bazen de diğer yüksek dişi primatlarda oluşan, rahim iç yüzeyindeki damar ve dokuların kan ile vücuttan atılması şeklindeki fizyolojik olaya âdet kanaması denilmektedir. Doğurganlık çağına ulaşmış kadınlarda üreme ve döllenme maksadıyla meydana gelen değişiklikler için kullanılan bilimsel bir tanımdır. Menstrüasyon halk arasında aybaşı olarak da bilinmektedir. Fiil olarak çoğunlukla adet görmek ya da regl olmak şeklinde ifade edilmektedir.

Kadınların ergenliğe ulaşmasından menopoza girme dönemlerine kadar yaklaşık olarak, her 28 günde bir tekrarlanan bu zaman süreci, sadece gebelik olduğunda durmaktadır. Kadınların birçoğu düzenli olarak 28 günde bir adet olmaz. 21 ile 35 günde bir adet olmak normal kabul edilmektedir. Adet kanamaları azalarak 3-7 gün arası devam edebilmektedir. Bu süre içinde yaklaşık olarak, 35-40 ml. kan kaybedilmektedir. Bu miktar çoğu bayanda 50 ml'nin altında görülmektedir. Adet görme sadece insanlarda meydana gelmektedir. Diğer plasentalı olan memeliler ise östrus olarak isimlendirilen durumu yaşarlar. Östrus sırasında atılan dokular genel olarak vücut tarafından absorbe edilmektedir.

Adet, rahmin iç kısmında, her ay, döllenmiş olan yumurtanın gelip yapışmasını ve bu şekilde beslenmesini sağlayacak damarlı bir dokunun oluşmasını sağlamaktadır. Eğer döllenme yoksa bu doku görevini tamamlayarak yerini alttan gelen yeni bir dokuya bırakarak dökülebilir. Her ay bu işlem aynı şekilde devam eder. Bu sürece menstrüel siklus veya regl düzeni denir. Fonksiyonunu kaybederek yerini yeni oluşan dokuya bırakıp dışarıya atılan bu dokuya ise regl kanaması veya menstrüasyon kanaması ismi verilmektedir. Adet dönemi süresince farklı kan renklerinin olması korkulacak bir durum değildir. Bu süreçte kan rengi parlak kırmızı renkte, kahverengi ya da siyah olabilirken, yapısı ise ince kıvamdan yoğun kıvama kadar değişkenlik gösterebilir. Kan rengi ve yapısında olan değişimler çok nadir olmak suretiyle bazen, ciddi bir soruna işaret edebilmektedir. Bu nedenle kadınlar birtakım sorunların göstergesi olabilecek belirtileri ciddiye almalıdırlar.

Adet kadınların yaşamlarının normal bir parçasıdır. Rahim astarı adı verilen yapının döngüsel olarak vajinal yoldan atılmasını ifade etmektedir. Adet döngüsü, kadının cinsel olgunluğa ulaştığı ergenlik döneminden itibaren başlar ve kadının üreme hayatının sonu olan menopozda biter. Sıklıkla görülen adet kanı renkleri şunlardır:

Bu renk adet kanı, son zamanlarda rahimden atılan kanı ifade eder ve bu kan vücutta atılır. Kan akmasının bu türü genellikle açık renklidir ve adet dönemi düzenli olan kadınlarda mevcut olabilir.

Koyu kırmızı kan genel olarak eski kan olarak adlandırılmaktadır. Bu, bir süre için rahim içinde saklanmış olabilir ve rahimden atılması için daha uzun zamana gereksinim vardır. Birçok kadın uyandıktan sonra çamaşırlarında koyu kırmızı renkli kan ile karşılaşabilirler.

Bu aynı zamanda eski kan olarak bilinir. Çoğu kadın adet döneminin sonuna doğru koyu kahverengi veya siyah kan görmektedir. Bu durumdaki kan akımı çok değildir. Bu kan ayrıca rahim kıvrımlı yerlerin içinde kalan kan olabilir ya da adet dönemleri düzensiz olan kadınlarda görülebilir. Yanı sıra çok daha sonra adetle atılacak olan kan, aslında önceden orada var olan kan olabilir.

Rahim sıvıları ile karışmış olan parlak kırmızı adet kanı, kırmızı çizgiler şeklinde turuncu renkli görünebilir. Parlak kırmızı ve turuncu olan renk durumları iltihapla ile ilişkili olabilir, bu nedenle bu şüpheleniyorsanız, bir doktora danışmak en iyisidir.

Kahverengi adet kanı genellikle eski kanın rahimden atıldığını gösterir. Bu durum çoğunlukla normaldir ve endişe edilmemesi gerekir. Ancak bazı durumlarda altta yatan sağlık sorunlarının belirtisi olabilir:

Adet kanamasının kahverengi olması genellikle normaldir. Ancak aşağıdaki durumlarda bir doktora başvurulmalıdır:

Adet kanamasının renginde ve yapısında olan değişiklikler kadınlar için genellikle korkutucu olabilir. Ancak çoğu zaman bu değişiklikler normaldir ve endişe edilmemesi gerekir. Herhangi bir anormallik fark edildiğinde veya endişe duyulduğunda bir sağlık uzmanına danışmak en doğrusudur.