{ "title": "Gebelikte Kanama", "image": "https://www.kanama.gen.tr/images/gebelikte-kanama.jpg", "date": "19.01.2024 12:58:27", "author": "engin aktu", "article": [ { "article": "Gebelikte Kanama; Gebelik birçok bayan için ister istemez stresli bir dönemdir. Bebeğin durumunun nasıl olduğu, normal şekilde gelişip gelişmediği, doğumun hangi şekilde olacağı gibi birçok değişik faktör bu stresin kaynağı olmaktadır. Fakat hemen hiçbir durum bir gebe bayanı vajinal kanama kadar korkutup telaşlandıramaz. Oysa vajinal kanamalar gebelikte oldukça sık karşılaşılan durumlardandır.

Gebelikte kanama olayı, yaklaşık olarak gebeliğin ilk 30 haftasında %20 civarı döl yolundan oluşan kanama görülebilmektedir. Bunun %10 kadarı hemen hemen ilk 2 ayda yani gebeliğin 8. Haftasında oluşmaktadır. Bu dönemde karşılaşılan hafif geçici kanamalar, fizyolojik kanama olarak adlandırılmaktadır.

Genel olarak gelişmekte olan embriyonun döl yatağı duvarına inmesi sebebiyle oluşmaktadır. Bu durum ikinci veya sonraki gebeliklerini yaşayan bayanlarda, ilk defa gebe kalan bayanlara göre daha sık görülmektedir. Bu duruma halk arasında üste görme olayı denilmektedir. Bu fizyolojik olay dışında; bütün gebelik boyunca herhangi bir dönemde oluşan, döl yolundan oluşmakta olan kanamalar anormal olarak kabul edilmektedir. Normal hamilelik süresi 40 haftadır. Bu süre detaya inilmeden kabaca ikiye ayrılmaktadır.

1. Kısım; 20 hafta ve daha öncesinde oluşan kanamalar.

2. Kısım; 20. Haftadan sonra olan kanamalar.

Bütün gebeliklerin %25'lik kısmında ilk 3 ayda kanama oluşmaktadır. Kanamanın regl kanamasından fazla olması, döl yolundan parçaların gelmesi veya kanamayla beraber, ateş ve karın ağrısının olması acilen müdahale gerektiren durumlardır. Hemen doktora gidilmelidir. Gebeliğin ilk üç ayına kadar meydana gelen kanamalarda ilk akla gelen ihtimal düşük yapma tehdididir. Fakat her kanama düşükle sonuçlanacak diye bir kaide olmamaktadır. Ağrı ile devam eden yoğun kanamalarda, düşük olasılığı daha fazladır. Bu dönemde ultrasonografik şekilde gelişmekte olan embriyonun, kalp atışlarının duyulması, gebeliğin sağlıklı bir şekilde devam edeceğini neredeyse %100 garantilemektedir. Anne yaşının büyük olması, embriyonun kalp hızının dakikada 90'nın altında olması düşük olasılığını arttırmaktadır. Bu dönemde sağlıklı bir embriyonun kalp hızı dakikada 150 – 160 civarında olmalıdır. En uygun tedavi şekli yatak istirahatıdır. Düşüğü önleyici maksatla progesteron içerikli ilaçlar kullanılabilir. Ancak bunların faydalı olduğu yapılan çalışmalarda netleştirilememiştir. Üçten fazla düşük yaşamış gebelerde progesteron kullanımı bazı durumlarda fayda gösterebilmektedir. İlk 20 haftada rastlanan, döl yolundan gerçekleşen kanamaların diğer nedenleri ise dış gebelik veya üzüm gebeliğidir.

Dış gebelikte meydana gelen vajinal kanama, genellikle yoğun kıvamda değildir. Beraberinde kasık ağrısı olabilir. Kasık ağrısı genellikle bir taraflıdır. Bu durumda koyulacak tanı, kanda gebelik testi ve ultrasonografik tetkiklerin birlikte sonuçlanması ile konur. Erken dönemde tedavi; bazı seçilmiş özel durumlarda ilaçla yapılabilir, gebelik haftası ilerlemiş ise tedavi ameliyatla sonuçlanmaktadır. Çok ilerlemiş dönemde şiddetli şekilde karın ağrısı ve iç kanama oluşur. Bu durum acil ameliyat gerektiren bir durumdur.

Halk arasında üzüm gebeliği olarak adlandırılan duruma tıp dilinde mol gebeliği denilmektedir. Birkaç çeşidi vardır. En sık rastlanan şekli hidatiform mol adındadır. Üzüm taneleri büyüklüğünde çok sayıda parça düşürülmesi nedeniyle halk arasında bu isim ile bilinmektedir. Bu kanamada genellikle ağrı hissedilmez. Tanı yine kan testi ve ultrasonografinin birlikte kullanılması ile ortaya konulur. Tedavisi döl yatağı içinin kürtaj edilerek gebeliğin boşaltılmasıdır. Bazen ek olarak ilaç tedavisine ihtiyaç duyulabilir. Gebeliğin ikinci yarısında rastlanan kanamalar daha azdır. Genelde tüm gebeliklerin %5'inde bu tip kanamalar görülmektedir. Bu kanamaların çok az bir kısmı döl yatağı ağzı hastalıkları ya da vajinal mantara bağlıdır. Erken dönemde yapılacak tespit, gebelik haftası ve kanamanın türüne göre az çok anlatılanlardan belli olmaktadır. Bu dönemde kanamanın ana nedenleri özetle; dış gebelik, tutunma kanaması ve düşüktür. Her kanama ciddiye alınarak risk alınmaması tavsiye edilmektedir.
" } ] }