{ "title": "Beyin Kanaması", "image": "https://www.kanama.gen.tr/images/beyin-kanamasi.jpg", "date": "20.01.2024 12:02:55", "author": "Selen Karadeniz", "article": [ { "article": "Beyin kanaması, genellikle hipertansif olan bir kişide ani bir şekilde gelişen baş ağrısıyla, kusma ve tek taraflı felç benzeri nörolojik belirtilerle kendini gösteren, komaya kadar giden klinik bir tablodur. Gerekli önlem alınmadığı takdirde hiper tansiyon, kafaya alınan darbe, beyin damarlarındaki zayıflama ile bölgede kan birikimi nedeniyle oluşan anevrizma, damar bozukluğu, beyin tümörü, kanama bozukluğu, vücuttaki kanama sorunları gibi çeşitli sebeplerden dolayı beyin kanaması oluşabilir.

Beyin kanaması kanamanın meydana geldiği yere, yaygınlığına ya da kanamanın sınırlı olmasına göre farklı klinik seyir izleyebilir. Toplumda görülme sıklığı yüz binde 12-15 kadardır. Kanamanın başlangıcı genellikle bir eylem sırsında gerçekleşir. Çok nadir olarak uykuda başlar. Vücutta kan basıncının yükselmesiyle ya da kan akımının artmasıyla alakalı olabilir.

Beyin kanamalarının sınıflandırılması
Beyinde üstte duramater adı verilen bir zar bulunur. Zarın üzerindeki damarların travma sonucunda çatlayan ya da kırılan kafatası kemikleri yüzünden zedelenmesiyle beyin kanaması oluşabilir. Kanama duramater ve kafatası kemiklerinin arasında birikerek beyni sıkıştırır. Eğer hasta ameliyata alınmazsa, beyin ölümü kaçınılmaz olur. Bu tür kanamalar epidural hematom olarak tanımlanır. Travmaların şiddetli olması halinde beyin üzerinde bulunan damarlarda zedelenir. Damarlardan sızıntı yapan kan duramater altında birikir ve beyni sıkıştırır. Bunlarda subdural hematom olarak tanımlanır. Bazen beyni örten oldukça ince olan araknoid zar altında da kanama olabilir. Bunlarda subaraknoid kanamalardır.

Beyin kanaması neden olur?

Yüksek tansiyon: Akut hipertansiyon direkt olarak beyin kanamasına yol açabilir ya da hastadaki kronik hipertansiyon damar çeperlerine zarar vererek beyin kanamasına uygun zemin hazırlayabilir. Genellikle 65 yaşın üzerindeki kişilerden %66 kadarı hipertansiftir.

Daha önceden yeterli kan akımının olmadığı bölgelerin olması ya da kan akımının akut şekilde artması beyin kanaması nedeni olabilir. Migren atakları sonucunda, karotid endarterektomi sonucunda, çocuklardaki konjenital kalp defekti tamirinin sonrasında, zorlayıcı derecedeki fiziki çalışmaların ardından, daha önceden geçirilen beyin enfarklarındaki tıkanmanın açılmasıyla ya da rekanalizsyonu sonucunda beyin kanaması olabilir.

Bunları dışında damarsal anomaliler, venöz anjiyomların rüptürü, anevrizma, beyim tümörünün olması, enfeksiyonlar, eklampsi, post travmatik, kanda pıhtılaşma sorunları, arteriopatiler, kokain ve amfetamin gibi ilaçların kullanımı da beyin kanaması nedeni olabilir.

Beyin kanaması belirtileri nelerdir?

Beyin kanamasındaki belirtiler kanamanın meydana geldiği yere göre farklılık gösterir. Görmeyle alakalı bölüm etkilenirse görme bozuklukları olabilir, konuşma bölgesini etkilerse konuşma bozuklukları gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Vücutta tek taraflı olan güçsüzlük, denge sorunları, koordinasyon problemleri beyin kanamasına ait olan ortak belirtiler olarak kabul edilir. Beynin alt kısmında beyin sapındaki kanamalarda hastanın koma hali gelişir. Bazı hastalarda belirtiler aniden ortaya çıksa da bazılarında birkaç saatle, birkaç gün arasında değişen zamanlarda meydana gelebilir.

Beyin kanamasının tanısı ve tedavisi nasıl yapılır?

Beyin kanamasına bilgisayarlı tomografi BT ile kolay bir şekilde tanı konulabilir. Çekilen tomografide beyin dokusundaki yüksek dansitedeki kan kolayca belirlenir. Bu tetkik sonucunda kanamanın büyüklüğü, yeri de tespit edilir. Kafa travması geçiren hastalar genellikle 24 saat süreyle müşahede altında tutulur. Çünkü beyin kanaması hemen belirti vermeyebilir. Bir süre sonra kanama artıp, beyne baskı yaptığında hasta koma haline girebilir. Kazanın ardından hastanın kusması, dalgınlaşması halinde hemen acil hastaneye ulaştırılması gerekir.

Beyin kanaması tedavisi oluşan kanamanın büyüklüğüne, hastanın yaşına ve genel sağlık durumuna göre cerrahi ya da konservatif olarak uygulanır. Konservatif tedavide hastanın tansiyonu normal değerlere çekilmeye, kanda koagülasyon bozukluğu tedavisi, ödemin giderilmesi gibi uygulamalar bulunur. Bu tedavilere yanıt vermeyen hastalara cerrahi tedavi uygulanır.
" } ] }